Doğru Yer ve Doğru Zamanda Doğru İletişim

15 Ekim 2010 Cuma


Bireyler arası iletişim, kişilerin birbirlerine gönderdiği, belli anlamları olan sözel ve sözel olmayan (yüz, göz, beden hareketleri...) semboller olarak ifade edilebilir. Duygularımızı, düşüncelerimizi, beklentilerimizi, kişi ya da kişilere karşılıklı olarak ilettiğimizde iletişim sağlanmış olur. Literatürlerde iletişim, kaynak, mesaj, alıcı, kanal ve geri bildirim gibi öğelere ayrılır. Burada kaynak biz, mesaj karşı tarafa göndermek istenilen bilgi, alıcı mesaj göndermek istenilen kişi veya kişiler, kanal ise alıcıya göndermek istenilen mesajı ulaştıran araçlardır. Geri bildirim ise, mesajın alıcıya ne derece ulaştığının belirlenmesine yarar. Eğer mesaj, alıcıya arzulanan şekliyle ulaşmamışsa, tek yönlü iletişimden söz edilir. İnsanlarla yapılan iyi bir iletişim, çatışmaları, yanlış anlaşılmaları en aza indirgeyecektir. Bir örnekle durumu açıklayalım: İş arkadaşınızın bugün yüzü asık ve size karşı soğuk davranıyor. Siz de duruma bozulup aynı davranışlarda bulunuyorsunuz. Zaman geçtikçe bazı hareketleriniz birbirinize batmaya başlıyor ve asıl nedeni belirlemeden, yan nedenlerle birbirinizle ters düşüyorsunuz. Belki de bu olumsuz duygular birikerek bir gün gereksiz bir şekilde patlamanıza ve birbirinizin kalbini kırmanıza neden oluyor. Aynı örneği, eşiniz, çocuğunuz, öğrenciniz veya başka bir kişi için de verebiliriz. Peki, biz en başta arkadaşımızın ya da eşimizin o gün yüzünün niçin gülmediğini, kendisiyle iletişim kurarak tespit etmeye çalışsaydık, ne olurdu? Belki de yüzü asık olan karşımızdaki insanın, bizimle hiçbir alakası olmayan bir nedenle üzgün olduğunu ya da farkında olmadan yaptığımız bir davranıştan dolayı kırıldığını anlayabilirdik. Çocuğunuz ya da öğrenciniz istediğiniz gibi davranmıyorsa onunla iletişime geçin. Şunu da unutmayın ki her birey farklıdır. Hiçbir birey, tam olarak diğer bireyin istediği gibi olamaz, bunu kabullenin. Karşı tarafın da size mesajını göndermesine fırsat tanıyın. Sorunları paylaşın, tartışın... Mesajımızı karşı tarafa göndermek istediğimizde, sözel sembollerin dışında sözel olmayan semboller de çok önemlidir. Kişiye doğru yönelmek, ona doğru hafifçe eğilip gözlerine bakmak, o konuşurken, onayladığınızı belirten sözcükler kullanmak, yüz ifadelerimizle onu dinlediğimizi hissettirmek gerekir.Eğer şikayetlerimizi karşı tarafa iletmek istiyorsak, kesinlikle suçlayıcı sözler kullanmamalıyız. Haklı da olsak, suçlama yaptığımız zaman, karşı taraf hemen ya savunmaya geçecek ya karşı bir suçlama ya da olumsuz bir tepkiyle karşılık verecektir. "Çok konuşuyorsun!" yerine "Ben de bir 'şeyler söylemek istiyorum. Fırsat verir misin?." "Çok gürültü yapıyorsun!" yerine "Gürültü olduğunda anlatacaklarımı anlatamıyorum. Üstelik gürültüden çok rahatsız oluyorum." gibi ifadeler kullanabiliriz. İletişimde empatik anlayış çok önemli bir yer tutmaktadır. Empatiyi kısaca, kendini karşısındakinin yerine koyabilme ve bunu ona aktarabilme olarak ifade edebiliriz. İnsanlarla herhangi bir nedenden dolayı iletişime geçmek istediğimizde, kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak, "Aynı olay bizim başımıza gelse ne yapardık?" diye düşünerek ve bu düşünceleri karşı tarafa ulaştırarak, karşımızdakinin bizimle daha kolay iletişim kurmasını sağlayabiliriz. İletişimin bir şekli de beden dilini kullanarak mesajımızı iletmektir. Beden dili duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. Paul Swets, "The Art of Talking so that People will Listen" isimli kitabında iletişimin 3 gruptan oluştuğundan söz ediyor: Beden dilimiz, sesimizin tonu ve kelimeler. Swets, bunlardan en önemli olanının beden dili olduğunu ve iletişimin yaklaşık yüzde 70'inin bu şekilde oluştuğunu yazıyor.
Beden dilini oluşturan unsurları:
* Beden duruşu
* Mimikler
* Jestler
* Giyim
* Başın duruş pozisyonu ve kullanımı
* Oturulacak yerin seçimi
* Oturma şekli
* Kullanılan aksesuarlar
* Kişisel bakım
* Ayakların pozisyonu ve kullanımı
* El ve kolların duruş pozisyonu ve kullanımı
* Mesafe

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Bloggerized by Blogger Template